Barlar sokaklarıyla uyuşturulan, masal şatolarıyla uyutulan şehir

Sevgili Eskişehirliler,

Seçim dönemleri sadece adayların vaatleriyle değil, aynı zamanda şehrimizin gerçeklerini yeniden keşfetme zamanlarıdır.

Bu yazımda, seçim kampanyalarına ara verip, şehrimize dair birkaç gerçeği paylaşmak istiyorum.

Dedikleri gibi, gerçekler acıdır!

Hele birde dışarıdan birileri bunu söyleyince keyfimiz kaçıveriyor.

Özellikle barlar sokağı, çok tartışıldı ve halen tartışılıyor. Başlı başına ele alınması gereken bir konu, onu daha sonra uzunca ele almak istiyorum.

Eskişehir'imiz, güzellikleriyle, parklarıyla, tramvayıyla ve elbette üniversiteleriyle bir öğrenci şehri olarak anılıyor.

Ancak şehrimizin masal gibi algılanan bu yanı, trafik sorununda olduğu gibi, bazen gerçeklerin gölgesinde kalabiliyor.

Rahmetli Unakıtan'ın çevre yoluna eklediği, yoğun trafikte bir nebze olsun nefes aldıran köprülü kavşaklar olmasaydı, trafik sıkışıklığı yaşayan şehrimizde durumun nasıl olacağını bir düşünün.

Hükümetin tren yolu projesi sayesinde, şehri ikiye bölen raylar yer altına alınmış ve her tren geçişinde yaşanan kaos ortamı sonlanmıştı.

Ancak bunlar, genellikle göz ardı edilen hizmetler arasında yer alıyor.

Daha önce bahsetmiştim, Yılmaz hoca algı konusunda çok iyidir.

"Hükümet bize engel oluyor" algısıyla, hükümetin şehrimize yaptığı çalışmaları gölgelemiştir.

Kendi engellemelerini hiçe sayarak!

Parklarımız güzel; ancak, millet bahçeleri gibi halkımızın ailesiyle hesaplı bir şekilde zaman geçirebileceği yerler değil...

Şehrimizin parkları, sanki sadece belli bir kesimin buralardaki  restoranlarda vakit geçirmesi için tasarlanmış gibi.

Oysa her vatandaş, ailesi ile birlikte gönül rahatlığıyla uygun bir ücret karşılığında buralardan faydalanabilmelidir.

Tramvay sistemimiz ise şehrin ulaşımına büyük kolaylık sağlasa da, varlıklı mahallelere hizmet verirken, esas ihtiyacı olan mahalleleri göz ardı ediyor.

Eğitim şehri olmamıza rağmen, imkanı kısıtlı öğrencilerimiz için yeterli destek sağlanmıyor.

Yurt, ücretsiz yemek, ulaşım veya kişisel bakım hizmetleri gibi temel ihtiyaçlar, maalesef ki belediyemizin sağladığı hizmetler arasında yer almıyor.

Buna rağmen her fırsatta öğrenciler üzerinden prim yapmaya çalışılıyor.

Emeklilerimiz ve yaşlılarımız için de durum pek farklı değil.

Merkezi yönetimin sunduğu ücretsiz ulaşım dışında, belediyemizden onlar için özel olarak tasarlanmış bir hizmet veya proje bulunmuyor.

Söylediğim gibi, şehrimizde bir algı operasyonu yürütülüyor.

İlk dönemlerinde çalışkanmış gibi gözüken yöneticiler, zamanla sadece algıyla idare etmeye başladı.

Eskişehir, artık gerçek sorunlarına çözüm bulacak, masal şatolarının ötesinde, somut adımlar atacak bir liderliğe ihtiyaç duyuyor.

Eskişehir için uyanma vakti geldi.

Masallarla geçen zamanın sonuna gelindi.

Şehrimizin sakinleri artık daha uygun fiyatlı hizmetler, günlük hayatlarını kolaylaştıracak çözümler bekliyor.

Zaman, birlikte gerçekleri masallardan ayırma ve Eskişehir'imizi daha yaşanabilir bir şehir haline getirme zamanıdır.