Şehirler, tarih boyunca birçok farklı özelliğe göre şekillenmiş ve değer kazanmıştır. 

Kimi zaman tarihi dokusuyla ön plana çıkan, kimi zaman ise coğrafi özellikleriyle dikkat çeken şehirler, insanoğlunun yaşamını süsleyen en önemli mekânlardır. 

Bu mekânların içinde suyun yeri ise tartışılmaz bir öneme sahiptir. 

Su kaynaklarının varlığı, şehirlerin can damarıdır ve bazen bu su kaynakları, şehirlere sadece hayat vermekle kalmayıp, onlara görsel bir güzellik de sunar.

Dünya üzerinde içinden nehir geçen pek çok büyüleyici şehir bulunmaktadır. 

Londra'dan geçen Thames Nehri, Budapeşte'yi ikiye bölen Tuna Nehri veya Paris'in gözbebeği Sen Nehri gibi. Bu nehirler, şehirlerine hem yaşam verir hem de onları dünya çapında tanınan simgeler haline getirir. 

Bosna Savaşı'nın sembolü haline gelen Mostar Köprüsü'nün üzerinde bulunduğu Neretva Nehri de aynı şekilde tarihi ve kültürel bir değere sahiptir.

*Peki, ya bizim Porsuk Çayımız?*

Eskişehir'imizin can damarı, şehrin bir ucundan diğer ucuna yaşam taşıyor, hem toprağımıza can veriyor hem de içme suyu ihtiyacımızı karşılıyor. 

Ancak ne yazık ki Porsuk Çayı'nın değeri yeterince bilinmiyor, gereken ilgi ve özen gösterilmiyor. 

Yıllar boyunca kimyasal atıkların da etkisiyle renklerin birbiri içinde kaybolduğu bir su yüzeyi haline gelen Porsuk, bugün adeta ihmal edilmişliğin ve ilgisizliğin göstergesi.

Eskişehir'de şebeke suyu olarak kullanılan Porsuk Çayı'nın suyu, maalesef içilebilir durumda değil. 

Bu durum, hem sağlık açısından büyük bir endişe kaynağı hem de ekonomik bir yük. 

Eskişehir halkı, içemediği su için komşu şehirlere kıyasla neredeyse dört kat fazla ücret ödüyor ve bu ödemeyi peşin yapıyor.

Şehrimizin "Avrupa Kenti" algısı da ne yazık ki Porsuk Çayı üzerinden yürütülüyor. 

Ancak, bu algıyı  oluşturan zihniyetin çabaları, Eskişehir'i sadece Köprübaşı ve merkeze yakın zengin mahallelerle sınırlı görüyor. Yapılan güzelleştirme ve makyaj çalışmaları, genel olarak Eskişehirlilerin beklentilerini karşılamaktan uzak.

*Şimdi, seçim zamanı geldi.*

Eskişehir halkı önünde iki yol var: 

Bir yandan, şehrin kaderini aynı algılar ve oyalamalarla geçirecek daha bir beş yıl; diğer yandan, Eskişehir halkının gerçek sorunlarına eğilecek, Köprübaşı'ndan çok daha fazlasına ihtiyaç duyan mahallelere hizmet götürecek bir gelecek.

Karar verme zamanı.

Eskişehir'in geleceği, halkının elinde.