Köşe yazarımız ve değerli hocamız Nazmi Yıldırım, Yeniden Refah Partisi için bir yazı kaleme aldı. Ben de bunun üzerine stratejik oy verme yazısını yazmak istedim. Stratejik oy vermek demek, karşı durduğunuz partinin kazanmaması için güç birliği yapmak demektir. 

Bu seçim,  “AK Parti kazansın” seçiminden çok 25 yıldır algı belediyeciliği yapan zihniyeti tasviye seçimi olmalıdır. 

Bu şans kapıya gelmişken birtakım bahanelerin ardına saklanmak karşı durduğunuz görüşün ekmeğine yağ sürmek anlamına gelir.

Tüm olumsuz koşullara rağmen, en iyi ve doğru seçimi yapmaya çalışıyoruz. Ülkemiz için, çocuklarımızın geleceği için ve daha yaşanabilir yarınlar için çaba gösteriyoruz. Bu nedenle, kişisel kızgınlıkları ve kırgınlıkları bir kenara bırakarak, beş yıl sonrası için oy vermemiz gerekiyor. Seçim kabine girdiğimizde elimizi vicdanımıza koymanın önemli olduğunu düşünüyorum. Eskişehir'in ileri gitmesi, bizim elimizdeki oy mühründe saklı. Bu bilinçle o mührü basmalıyız.

Özellikle Yeniden Refah Partisi ve Saadet Partisi'nin Eskişehir'de bir vebale girmemesini umut ediyorum. AK Parti tabanında, özellikle Yeniden Refah Partisi'ne yönelik bir geçiş olduğunu görüyorum. YRP’nin Erdoğan’ı iktidarda tutmaya çalışan bir çizgiden belediye kaybettiren bir çizgiye evrilmesi yanlış bir strateji. Bu seçim, ders verme seçimi değil, güç birliği yapma ve gelen fırsatı değerlendirme seçimidir.

Algı belediyeciliğinin iflas ettiğini gösterme fırsatı kapımızda. Gerçek belediyecilik için trafik sorununu çözecek, çevre yolu sorununu halledecek ve iktidarın imkanlarını bu kente getirecek bir başkana ihtiyacımız var. O başkan da Nebi Hatipoğlu'dur.

Her ne kadar stratejik davranmamız gerektiğini söylesem de, seçmenimizin duygusal olduğunu biliyorum. Kabine girdiğinde duygular ağır basar. Bu sefer duygularımıza değil aklımıza teslim olmalıyız.