Saadet Partisinin “seçim”i
 
Saadet partisi ve mensuplarında, kendileriyle aynı siyasi hareketin içinden gelen Ak Parti ve Tayyip Erdoğan’a karşı anlaşılmaz bir tavır var. Misal, SP lideri Karamollaoğlu’nun KRT televizyonunda söyledikleri:
“Erbakan Hoca, 2006 yılında hapse mahkûm olduğunda Tayyip Erdoğan, polisle evini kuşattırdı. Hapse attırmak için büyük bir gayretin içine girdi. Çünkü mahkûm olmuştu. Evinden alacak... Hocamızı ilzam etmek için, kötü göstermek için hapse attıracaktı.”
“O zaman Allah rahmet eylesin Hasan Kalyoncu, bizim eski Gaziantep İl Başkanımız. AK Parti'nin kuruluşunda da yer almıştı. Tayyip Erdoğan'a gitti. 'Eğer Erbakan'ı tutuklarsan burayı senin başına yıkarım. Ben siyaseten seni yaşatmam' dedi. Onun üzerine Tayyip Bey ev hapsine çevrilmesini sağladı. Ve arkasından da Abdullah Gül Bey, Cumhurbaşkanı olduktan sonra Erbakan Hocamızın affını kendisi gerçekleştirdi. Yani Erbakan Hoca siyasi hayata Abdullah Gül’ün bu affıyla dönebildi. Arkasından 2010 yılındaki seçimlerde Saadet Partisi’nin Genel Başkanı oldu.” (Kaynak: 24.02.2024 Yeni Şafak, Hüseyin Likoğlu)
Ey Saadet partililer, böyle bir şeye gerçekten inanıyor musunuz? Bunu söyleyen Karamollaoğlu, cumhurbaşkanlığı seçiminde ittifak için neden Tayyip Erdoğan’la görüştü?
O yıllarda Ak parti, devlete ne kadar hakimdi? 31 Mart 2008’de açılan ve 30 Temmuz 2008’de sonuçlanan davada 6 üye kapatılsın, 5 üye kapatılmasın dedi, üçte iki çoğunluk olmadığı için Ak Parti kapatılmaktan kurtulmuş, aldığı devlet yardımının yarısının kesilmesine karar verilmişti.
Erbakan’ı hapse atmak isteyenler, Erdoğan değil, bugün ittifak ettiğiniz parti ve onların desteklediği bürokratik vesayetti.
Yine Saadet Partili Hasan Damar, 2019 belediye seçimlerinden sonra, partililere hitaben “İstanbul’da 120 bin oy aldık, Ak Parti ilk seçimde 15.000 oyla kaybetti, yani Ak Partiye biz kaybettirdik.” demişti.
Ak Parti kaybetti de geçen sürede İstanbul ne kazandı, Saadet Partisi ne kazandı? Koskoca bir hiç!
Cumhurbaşkanlığı seçiminde de CHP’ye payanda olup genel merkezlerinin önünde “Mücahit Kılıçdaroğlu!” diye bağırdılar. (Kılıçdaroğlu’na sordular mı, mücahit olmak istiyor musun diye?)
Şimdi de Manisa Saruhanlı’da aday listesini vaktinde seçim kuruluna teslim edemeyen CHP için kendi adayını geri çekip CHP adayını kendi listesine yazarak seçime girmesini sağlayan bir “Saadet” yönetimi var.
Ak Partiye bunca muhalefet et, ama yıllarca Müslümanları hor gören, başörtüsü yasağını alabildiğine savunan, Ku’ran Kurslarına orta çağ zihniyeti diyen (Kaynak: 30.12.2021 Sabah gazetesi), belediyelerinde hizmet noktasında hiçbir şey yapmayan CHP ile kanka ol.
Ey Saadet Partisine gönül verenler, en azından 31 Mart yerel seçimler için bir kere daha düşün!
Eskişehir’de 25 yıldır bu şehre doğru düzgün hizmet etmeyen CHP’nin yeniden belediyeleri kazanmaması için sana Saadet kadar yakın olan Ak Parti’ye destek ol.
Ak parti senin düşmanın değil, senin ile aynı dünya görüşünü benimseyen ve yaşayanların partisi.