Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde tüp mide ameliyatı olan Tayfun Göksel İpek, operasyonun ardından 10 günde 10 kilo vererek hayallerine bir adım daha yaklaşmanın mutluluğunu yaşıyor.

Eskişehir’de yaşayan Tayfun Göksel İpek, fazla kiloları nedeniyle günlük hayatında olumsuzluklara karşılaşıyordu. Aşırı kiloyla birlikte şeker, nefes darlığı ve tansiyon gibi problemlerle de karşılaşan İpek, operasyondan önce 130 kiloya ulaştı. Kilo vermek için denediği farklı yöntemlerden sonuç alamayan İpek, ameliyat olmaya karar verdi. Bu doğrultuda Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’ne başvuran İpek’e tüp mide ameliyatı yapıldı. Operasyonun ardından 10 günde 10 kilo veren Tayfun Göksel İpek, önümüzdeki süreçte ise 80 kiloya inmeyi hedefliyor.

“Bu süreçte 10 günde 10 kilo verdim”

Operasyondan önce yaşadığı sağlık problemlerinden bahseden İpek, “Operasyon öncesinde 130 kiloydum. Şeker hastalığım vardı. Yürüyüşümde nefes darlığı gibi problemlerim vardı. Ameliyat oldum. Şu anda 10’uncu gündeyim. Hocamız günde 10 bin adım hedef koydu. Rahatım, şeker değerim 110’larda şu anda. Tansiyon problemi de yaşıyordum, şimdi normal. Bu süreçte 10 günde 10 kilo verdim. Tabi dikkat etmemiz gereken şeyler var. Hedefim inşallah 80 kiloya inmek” dedi.

“Hastanın ameliyat sonrası dönemde de aşırı kilo kaybı olmasını sağlıyor”

Hastaya uygulanan tüp mide ameliyatı hakkında bilgilendirmelerde bulunan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Murat Ulaş, “Hastamız ilk geldiğinde 130 kiloydu. Gerekli hazırlıkları yaptıktan sonra hastayı önce endokrine gönderdik. Ardından psikiyatri onayını aldıktan sonra hastaya tüp mide ameliyatı yaptık. Bu ameliyatla mideyi yaklaşık 4 santimetrelik tüp haline getirdik. Hastanın ameliyat sonrası dönemde de aşırı kilo kaybı olmasını sağlıyor. Obezite cerrahisinin aslında normal bir cerrahi ameliyattan hiçbir farkı yok. Bugün farklı sebeplerle yapılan bir mide ameliyatında oluşabilecek her türlü komplikasyon obezite cerrahisinde de oluşuyor. Tabi ki kendine özgü riskleri var. Ameliyat geçiren bir hastada oluşabilecek risklerle aynı riskler. Ama tabi obez hastalarda oluştuktan sonra kontrolü zordur” ifadelerini kullandı.

“Hormonal bir problemi varsa ona yönelik tedavi veriyoruz”

Obezitenin farklı yöntemlerle tedavi edilebileceğinden bahseden Endokrinoloji Uzmanı Dr. Göknur Yorulmaz, “Obezite toplumda çok sık görülen bir durum ancak bütün obeziteler cerrahi gerektirmiyor. Burada birçok faktör var; diyet alışkanlıklar, beslenme bozuklukları, hastaların psikiyatrik problemleri olabiliyor. Bir hasta obezite şikâyetiyle geldiği zaman biz kendisini değerlendiriyoruz. Eğer hastanın obeziteye ulaşan nedenlerini bulabiliyorsak, hormonal bir problemi varsa ona yönelik tedavi veriyoruz. Beslenme düzenlemesi de yapabiliyoruz. Hastalarımızın birçoğu buna cevap veriyor fakat bazı hastalarımız fayda görmüyor. Biz de bir engel yoksa hocalarımızla görüşerek hastayı cerrahiye yolluyoruz” şeklinde konuştu.

Hatipoğlu’ndan 14 Mart Tıp Bayramı kutlaması. Hatipoğlu’ndan 14 Mart Tıp Bayramı kutlaması.

“Her 5 kişiden biri obez”

Obezitenin görülme oranları ve bireylerde olması gereken vücut kitle endeksleri hakkında açıklamalarda bulunan Genel Cerrahi Anabilim Dalı Prof. Dr. Mehmet Kılıç, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:

“Vücut kitle endeksini 24,9’a kadar normal kabul ediyoruz. 25’in üzerine geçtiği zaman risk başlıyor. 34 ile 39 arası ve biraz daha geçkini birinci derece obez hastalar. Asıl sıkıntı da buradan sonra başlıyor. Her 5 kişiden biri obez. Kadınlarda her 5 kadından biri obez fakat her 3 kadından biri de obez öncesi. Erkeklerin ise yüzde 17’si obez ama erkeklerin de yüzde 39’u obez öncesi. Obeziteye baktığımızda tansiyon, eklem hastalıkları, apne, solunum ve cilt problemleri, diyabet, erken ölüm gibi bir sürü duruma sebep oluyor. Dolayısıyla obezite bir toplumsal problem haline gelecek.”

Kaynak: iha