Eskişehir Özel Ümit Hastanesi Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mehmet Sezgin, jinekomasti sorunu ve uygulanan cerrahi müdahaleler hakkında bilgi verdi.

Jinekomasti’nin; meme ve bayan kelimelerinin birleşiminden oluştuğunu, yani erkekte kadın tipi meme büyümesi anlamına geldiğini aktaran Op. Dr. Sezgin, “Memedeki büyüme, hormonal değişim nedeniyle 14,-15’li yaşlarda olabilir, ya da yeni doğan bebeklerde bu tür meme büyümesi ve sertliği olabilir, bunlar geçici durumlardır, ancak bizim sözünü ettiğimiz jinekomasti ya kullanılan bir takım ilaçlara bağlı bir meme büyümesidir ya da idiopatik dediğimiz hiçbir sebep olmaksızın meme dokusunun büyümesidir” ifadelerini kullandı.

Erkeklerin bu durumdan çok rahatsız olduklarını anlatan Op. Dr. Mehmet Sezgin “Özellikle yaz aylarında tişört giyildiğinde, ya da havuzda üstsüz durulduğunda bu durumdan utanıyorlar ve rahat edemiyorlar bundan kurtulmak istiyorlar” şeklinde konuştu.

LİPOSAKŞIN İLE YAĞLAR ALINIYOR

Aslında burada büyüyen dokunun tümünün meme dokusu olmadığını, bir kısmının yağ, bir kısmının meme dokusu olduğunu aktaran Dr. Sezgin, Jinekomasti şikâyeti ile gelen hastada önce bunun altında yatan nedenleri araştırdıklarını dile getirdi ve şöyle konuştu: “Öncelikle bunun altında yatan hormonal bir bozukluk var mı diye bir endokrinoloji ya da dahiliye uzmanı tarafından hormonlarına bakılmasını istiyoruz, bunlar normal seviyedeyse idiopatik jinekomasti diyoruz ve ameliyat gündeme geliyor. Genellikle yağlı doku oranı yeteri kadar varsa yalnızca liposakşın uygulaması yapıyoruz, yani; 1 santimden küçük kesi yaparak kanülleri içeri sokup kanallar oluşturarak, yağ dokularını çekiyoruz, liposakşının yeterli olmadığı durumlarda ise meme dokusundan da almamız gerekiyor.”

Meme dokusu sert olduğu için liposakşın yöntemi ile alma şanslarının olmadığını aktaran Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mehmet Sezgin, “İz bırakmamak açısında meme başının renkli kısmı ile normal deri arasındaki bölümden yarım daire bir kesi yaparak bu bölgedeki meme dokusunu alıyoruz” diye konuştu.

Tüm bu uygulamaların anestezi altında, hasta tamamen uyutularak yapıldığını aktaran Sezgin, “Ameliyat sonrasında hastamıza 20 gün kadar korse kullandırıyoruz, elastik bir bandaj bu, ameliyattan 3 gün sonra kişi banyo yapabilir, 1 hafta sonra da işine dönebilir, burada bazı morluklar var bunların geçmesi 1 ayı bulabiliyor, ancak bu morluklar şişlikler hastanın yaşam kalitesini bozacak şeyler değil” şeklinde konuştu.

3 GÜN SONRA AĞRI AZALIYOR

Ameliyat sonrasında ilk günden sonra ağrının azaldığını belirten Op. Dr. Sezgin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Cerrahi müdahale yaparken öncesinde bir sıvı veriyoruz, bu sıvının içinde yüksek miktarda lokal anestezik var, ameliyat sonrası dönemde bu sıvı, hastanın ağrılarının azaltılmasında etkili oluyor, ama tabi dışarıdan da ilk 3 gün boyunca ağrı kesiciler veriyoruz. 3 gün sonrasında ağrılar azalıyor, ameliyat sonrasında ağır sportif faaliyetler yapılmasını istemiyoruz, hastanın 2 ay boyunca uzun süreli kolu hareket ettiren sporlardan uzak durmasını istiyoruz.”

Kaynak: iha