Otizmli oğlunun kendisini geliştirmesi için çini atölyesi açan Serpil Işık, tasarladığı projeyle başka çocukların da hayatlarına dokunmak istiyor.

Günümüzde rastlanılan en yaygın nörolojik rahatsızlıkların başında gelen otizm, doğuştan ya da yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkıyor. İletişim kurmayı zorlaştıran veya engelleyen bu hastalık çocukları içe kapanık şekilde büyümeye mecbur bırakıyor. Eskişehir’in Odunpazarı bölgesinde yaşayan ve otizm hastası olarak dünyaya gelen 18 yaşındaki Melih’in annesi Serpil Işık ise oğlunu hayata bağlamak için Savoybetting çinicilik sanatını öğrendi. Öğrendiklerini oğlu ile birlikte uygulamak için bir çini atölye de açan Işık, çamurla uğraşmanın kişisel gelişim noktasında oğluna önemli şeyler kattığını söyledi. Evde kapalı kalmanın otizm hastası çocukların durumunu daha kötüye götürdüğünü aktaran anne Serpil Işık, sosyalleşmelerini sağlamada ailelere büyük rol düştüğünü aktardı. Tam bu noktada bir proje geliştirerek Otizmli çocuklara ve ailelerine kurslar düzenlemek istediğini sözlerine ekleyen Işık, “Bu işe oğlum için başladım. Oğlumu burada geliştirmek için, enerjisini atsın, çamurla bir şeyler yapalım istedik. Aslında hobi kurslarıyla başladım. Kaymakamlığa proje sundum, sonra atölyemi kurdum. Artı olarak kaybolmaya yüz tutmuş el sanatları olduğu için bu alanda da ödül aldım. Bu çocukların evde kapalı değil de sosyalleşmesini sağlamak için bir sosyal projeyle ilerlemek istiyoruz. Onları evden dışarı çıkarmak, bir etkinlik yapmak, onları eğlendirmek, sıkboğaz etmeden bir şekilde kurs vermek istiyorum” ifadelerini kullandı.

“Kendileri iyiyse, çocukları da iyi”

Oğlu Melih ile birlikte atölyede her işi birlikte yaptıklarını ifade eden Serpil Işık, otizm hastası çocukları olan kadınlara da bir mesaj verdi. Verdiği mesajda annelerin çocuklarını hayata kazandırmak için ayaklarının üzerinde durması gerektiğinden bahseden Işık, “Melih ile her şeyi yapıyoruz. A’dan z’ye, yemeğimizi bile burada yapıyoruz. Dışarıdan yemek yemiyoruz. Mutfağımız bile var. Melih aslında aşçı olmak istiyordu. Durumundan dolayı aşçılık olmadı, konaklamaya yönelttik. Devlet bu durumdaki çocuklara belirli bir ücret ödüyor. Ailelerine bakım ücreti gibi. O ücrete, devlete bağlı kalmamak için, o çocukları hayata kazandırmak için, onlara mücadeleyi öğretmek için özellikle böyle çocuğu olan kadınların ayakta durmasını istiyorum. Belki ilerde o maaş olmayacak. Yani kendileri iyiyse çocukları da iyi. Hayata kazandırmaya uğraştığımız için çocukları, hep daha iyisini yapmaya çalışıyoruz. Hep daha iyi olsunlar diye uğraşıyoruz. O yüzden kadınlar sürekli özgüven içerisinde çalışıp, kendi emeklerinin karşılığını bularak, başarılarını diliyorum” şeklinde konuştu.
Kaynak: iha