FETÖ'nün şifreli haberleşme programı ByLock’un lisans sahibi David Keynes, ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan hakim karşısına çıktı. Mahkeme, Keynes’in tutukluluk halinin devamına ve savcılık tarafından başka bildiği olup olmadığına dair yeniden ifadesinin alınmasına karar verdi.

FETÖ silahlı terör örgütünün şifreli haberleşme programı ByLock'un lisans sahibi David Keynes hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında 17 Aralık 2020 tarihinde yakalama kararı çıkartılmıştı. Keynes, avukatı aracılığıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan görüşmeler sonucunda 9 Haziran'a İstanbul'a gelerek teslim olmuştu. Keynes, işlemlerinin tamamlanmasının ardından İstanbul Adalet Sarayı'nda çıkarıldığı hakimlikçe tutuklanmıştı. Keynes'in ‘silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı. İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada tutuklu sanık David Keynes ile avukatı hazır bulundu.

“Kimlik bilgilerim ile ByLock'u kurmuş”

İddianamedeki suçlamalara karşı savunma yapan sanık Keynes, “2002 yılında Green Card kazanarak ABD'ye yerleştim. Orada Atalay Candelen ile tanıştım. Kimlik bilgilerimi kullanarak ByLock'u kurmuş. Bunu darbe girişiminden sonra öğrendim. Öğrendikten sonra birkaç kişiye bilgi verdim. Kimse ilgilenmeyince benimle ilgili yazı yazan Uğur Mumcu'nun oğluna ulaşmaya çalıştım. Ulaşamayınca İsmail Saymaz'a arkadaşı diye ulaşmaya çalıştım. Saymaz ile konuştuğumda kendisi yazmak istedi ve haber o şekilde ortaya çıktı" ifadelerini kullandı.

“İki kişiye ağabeylik yaptım”

Türkiye'ye gelme sürecini anlatan sanık Keynes, "Savcı bey ile avukatım aracılığıyla görüştüm. Onlar gelip ifade vermemi istediler. Bu şekilde gelip ifade verdim" dedi. Örgütte mahrem imamlık yapıp yapmadığına dair soruyu cevaplayan sanık Keynes, "1990 yılında üniversiteyi kazanıp Ankara'ya yerleştim. FETÖ üyeleri ile anlaşamayıp İstanbul'a döndüm. Tekrar sınava girdim ama puanım kesildiğinden iyi bir yere giremeyeceğim için Ankara Siyasala geri döndüm. Gölbaşı'na yerleştim. Evde en küçük bendim. Yasin ve Akif isimli iki kişiye ağabeylik yaptım. Biz Fen Lisesini kazansınlar diye onları ders çalıştırıyorduk. Fen Lisesini kazanamayacakları anlaşılınca Astsubay Okuluna yönlendirdiler” dedi.

“Beni Fetullah Gülen'in yanına götürdüler”

Savunmasında Keynes, “Örgüt beni gözden çıkarmıştı yaşım da ilerlediği için. O sırada bunalımda olduğum için intihar denemem oldu. Mehmet Candan kurtardı. Beni 1998 yılında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in yanına götürdüler. Girdim yanına ve çıktım. Beni tanıştırdılar, 'çıkmak istiyorum' dedim ve çıkardılar. Gülen, sadece ismimi sordu. Mehmet Candan yaklaşık 1.5 saat içeride kaldı" ifadelerini kullandı.

“ByLock'un örgüt tarafından kullanıldığını Türkiye'den çıktıktan sonra öğrendim”

Bylock'un örgüt tarafından kullanıldığını sonradan öğrendiğini belirten Keynes, "ByLock'un örgüt tarafından kullanıldığını Türkiye'den çıktıktan 2-3 gün sonra öğrendim. Sanki benim çıkmam bekleniyormuş gibi, yurt dışına çıktıktan sonra ByLock'u öne çıkarttılar. Türkiye'deyken çıksaydı gidip ifade verirdim. Yetkililere ulaşmaya çalıştım ancak geri dönüş alamadım. Daha sonra gazeteci Uğur Mumcu'nun oğlu benimle ilgili köşe yazınca Cumhuriyet'e ulaşmaya çalıştım. Twitter'da İsmail Saymaz ile arkadaş olduklarını gördüm. Hürriyet'i arayıp Saymaz'a ulaştım. Saymaz, haberi kendisi yapmak istediğini söyleyince Mumcu'nun oğlu ile görüşeceğime Saymaz ile görüşeyim dedim" diye konuştuk.

“Beni şirketteki çaycı gibi düşünün”

Savunmasında, ByLock programı ile ilgili konuşan sanık, "ByLock kripto bir program. Atalay Candelen bu programı almış. 2013 yılı 29 Aralık ile 2014 Mart arası kapalı devre olarak kullanılıyor. Bunlar uygulama indirilen programlarda yoktu. Daha sonra koyuldu. Hakimler, savcılar ve mahrem imamlar kullanıyordu önce. Daha sonra MİT'in programı çözdüğünü öğrenince üst kesimleri çektiler programdan. Beni şirketteki 'çaycı Mehmet' gibi düşünebilirsiniz. Hiçbir şeyden haberim yok" dedi.

“İsmimden dolayı bombacı diye gözaltına alındım”

Savunmasında Keynes, “Darbe girişiminden ki ay önce örgüt üyeleri olacağını konuşuyordu. ABD'de marketlerde vs. de konuşuluyordu” diyerek, darbe girişimi ile ilgili konuştukları sırada kendisinin Türkiye'nin 1980'li yıllarda olmadığını, böyle bir olayda halkın ayaklanacağını söylediğini ancak örgüt üyelerinin bir kişinin kafasına sıkıldığı takdirde herkesin kaçışacağını savunduğunu belirtti.

Üye hakim, sanık Keynes'e darbe girişimi hakkında birçok şeyden haberden olduğunu belirterek, örgüt ile bağlantısını ne zaman kestiğini sordu. Sanık Keynes, 1997 yılında örgüt ile bağının bittiğini ancak örgütten arkadaşları olduğunu öne sürdü. Hakimin, örgüt üyelerinin kendisiyle neden bilgi paylaştığını sorduğu Keynes, ABD'de darbe girişimi ile ilgili konuların rahatlıkla konuşulduğunu iddia etti.

“Sanık 2017'den bu yana uğraş veriyor”

Milletvekili Prof. Dr. Nabi Avcı'dan bir müjde daha! Milletvekili Prof. Dr. Nabi Avcı'dan bir müjde daha!

Sanık avukatı Abdurrahman Bayramoğlu ise savunmasında, "Keynes, Türk gençliğinin kırk yılını çalan örgüt ile ilgili her şeyi anlatmak için 2017'den bu yana uğraş veriyor. Sanığın tanık koruma programına alınmasını ve tahliyesine karar verilmesini talep ediyoruz" ifadelerini kullandı. Avukat Bayramoğlu, davada gizlilik kararı verilmesini talep ederek, karar verildiği takdirde sanığın bir şeyler daha anlatabileceğini söyledi.

Duruşmada tanık olarak dinlenen Cihan Arıkan ise, sanığı çok fazla tanımadığını, üniversitedeyken FETÖ'nün yurdunda kaldıklarını söyledi. Sanığın suçunun vasıf ve mahiyeti dolayısıyla tutukluluk halinin devamını isteyen Cumhuriyet savcısı, bir sonraki celse dinlenmeyen tanıkların dinlenmesini talep etti.

Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, tanık gazeteci İsmail Saymaz hakkında zorla getirme kararı çıkarılmasına hükmetti.

Sanığın tanık koruma programından yararlanması ve duruşmaya gizlilik kararı getirilmesi taleplerini reddeden heyet, sanık avukatının gizlilik kararı getirilmesine karşın sanığın söyleyecekleri olduğuna dair beyanı nedeniyle, sanığın bildikleri hususunda yeniden beyanının alınması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı yazılmasına hükmetti. Heyet, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

“Kendi isteğiyle Türkiye'ye gelen adam tutuklu yargılanmaya devam ediyor”

Duruşmanın ardından açıklama yapan sanık Keynes'in avukatı Abdurrahman Bayramoğlu, “Demek ki artık Türkiye'de etkin pişmanlık hükümleri uygulanmıyor. Amerika'dan kendi isteğiyle kalkışıp, Türkiye'ye gelen bir adam tutuklu yargılanmaya devam ediyor. Müvekkilin daha anlatacağı bir şey yok. Onlar istediklerini yazıyor, istediklerini yazmıyor. Kapalı yapılmasını talep ettik. Kapalı olmasına gerek yok. Bundan sonra her şey açık” ifadelerini kullandı.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 35 sayfalık iddianamede, şüphelinin 15 Kasım 2011 tarihinde ABD'ye gittiği ve buradan Amerikan vatandaşlığı alarak Alpaslan Demir olan ismini David Keynes olarak değiştirdiği kaydedildi. İddianamede, şüphelinin örgütün Işık Evlerine gittiği, evlerde konakladığı, şakirtlik programına alınarak örgütün şakirdi haline geldiği, örgüt içerisinde görevler üstlendiğini, Kütüphane Sorumlusu ve Belletmenlik görevlerinde bulunduğu ve örgütün en önemli yapılanma alanı olan mahrem yapılanmada TSK Mahrem Yapılanmasında Öğretmen (Grup Abisi) konumuna kadar yükseldiği vurgulandı.

Keynes'in yaşadığı olumsuzluklardan örgüt sorumlusunu sorumlu tuttuğunun belirtildiği iddianamede, örgütle ilgili mahrem bilgileri köşe yazarına vermesi üzerine bizzat örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in şüpheli ile görüştüğü, Keynes'in sahip olduğu mahrem bilgilerden dolayı uygun olanaklar sağlanarak Amerika'ya gönderildiği, örgüt elebaşının talimatı ile örgüt içi gizli yazışmalarda kullanılacak kriptolu yazışma programının alan adı kiralanması, Google Markete ve Apple Markete yüklenmesinde şüphelinin kimlik ve kredi kartı bilgilerini kullandırtarak yardımda bulunduğu vurgulandı. İddianamede, şüpheli Keynes'in ByLock programının geliştirici Atalay Candelen'in ortağı ve yetkilisi olduğu Base Bilgi Teknolojileri Limited Şirketinde SGK kaydının yapıldığı anlatıldı.

Şüphelinin FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü içerisinde çeşitli ve yoğun şekilde tespit edilen eylemleriyle örgüt ile organik bağ içerisine girip örgüt talimatları doğrultusunda faaliyetlerinin bulunduğuna dair delillerin elde edildiğinin kaydedildiği iddianamede, deliller doğrultusunda şüphelinin FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü içerisinde yer aldığı böylelikle ‘FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü Üyeliği' suçunu işlediği yönünde hakkında kamu davası açılmasını gerektirir yeterli şüphe oluşturacak delil bulunduğu belirtildi.

Şüphelinin yurt dışında bulunmakta iken kendi isteğiyle gelmek istediğini ve etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini dilekçe ile bildirmesi üzerine kendiliğinden Türkiye'ye geldiğinin anlatıldığı iddianamede, alınan ifadesinde etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini beyan ettiği ve bir kısım şahıslarla birlikte örgüt içerisinde faaliyetlerinin olduğunu, örgüt ile bağlantısının bulunduğunu beyan ettiği, beyanında belirtmiş olduğu bir kısım şahısları teşhis ettiği, ByLock programı ile ilgili beyanlarda bulunduğu, bu programla ilgili kişileri teşhis ettiği ve mailine gelen bir kısım Apple Marketten gelen mailleri kendi rızası ile sunduğu, Etkin Pişmanlık Hükümlerinden yararlanmasının yargılama sonucunda mahkemece değerlendirilmesinin gerektiği vurgulandı.

İddianamede, Keynes'in ‘silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapsi talep edildi.

Editör: TE Bilişim