Eskişehir’de ‘Standardizasyon Sisteminin Geliştirilmesi ve Farkındalığın Artırılmasına Yönelik Teknik Yardım’ projesi bilgilendirme semineri TSE Başkanı Prof. Dr. Adem Şahin’in katılımıyla gerçekleştirildi.
Ürün ve hizmetlerin kalite gereklerini oluşturmak için standartların belirlenmesi sürecinde tüketicilerin, üreticilerin ve üniversitelerin katkısının öneminin vurgulandığı seminerde TSE Başkanı Prof. Dr. Adem Şahin’in yanı sıra Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Başkanı Celalettin Kesikbaş ve Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi (EOSB) Başkanı Nadir Küpeli de konuşmalarını yaptı.
“Standartlar ekonominin gelişimine büyük katkılar sağlamaktadır”
Teknolojiyi üretme ve pazarlayabilme kapasitesinin refah düzeyi yüksek ve kalkınmış ülkelerde ortak bir özellik olarak görüldüğünü belirten TSE Başkanı Prof. Dr. Adem Şahin, yaptığı konuşmasında, “Teknoloji dünyasındaki gelişmeler ülkeler arasındaki sınırları pratik olarak ortadan kaldırmış, küreselleşme sonucu dünya herkes için büyük, ama zorlu bir pazar haline gelmiştir. Sanayicilerimiz, bu modern dünya ile uyum sağlamak isterken, ticarette evrensel kurallara göre hareket edip, küresel düzeyde bir ekonomik etkinliği hedeflemektedir. Standartlar da bu alanda sanayicilerimize bilgi ve teknoloji transferi, çevreci üretim, kaliteli ve güvenli üretim, tüketim için aracılık etmekte, ekonomimizin gelişimine doğrudan veya dolaylı olarak büyük bir katkı sağlamaktadır” ifadelerine yer verdi. Projede emeği geçenlere teşekkürlerini ileten Şahin, “Sanayicilerimiz ve üniversitelerimizin standart hazırlama çalışmaların yapıldığı komitelerle yakın bir diyalog, etkileşim ve iş birliği içerisinde olması temennimizdir” diye konuştu.
“Her sektörde ve üründe standardizasyona önem vermeliyiz”
Projeyi bir ‘kazan kazan’ olarak gördüklerini ifade eden EOSB Başkanı Nadir Küpeli, standardizasyonun önemine değindi. Eskişehir OSB olarak gelecek yıllardaki hedefleri hakkında konuşan Küpeli, “Türkiye olarak ihracatımızın büyük kısmını AB ülkeleri ve OECD ülkelerine yapıyoruz. Bu durumda bizim hitap ettiğimiz ve açıkçası esas kazanç sağladığımız bu pazarlara daha katma değerli ürünler satabilmemiz için her sektör ve üründe standardizasyona çok daha fazla önem vermemizi gerektiği açık. Bu bakımdan bugün detayları anlatılacak olan ve ab kaynaklarıyla finanse edilen bu önemli proje sanayimizin standart oluşturma ve geliştirme kapasitesini diğer taraftan uzun vadede ihracat gelirlerimizi arttıracak bir öneme sahip. Eskişehir OSB’den bugün gerçekleşen ihracat miktarı 1,7 milyar dolar, devreye girecek yeni yatırımlarla bu tutar 2030 yılında en az 5 milyar dolara ulaşacak. Hiç kuşkusuz bu ihracat artışında TSE tarafından başlatılan bu projenin zaman içinde gelişmesiyle sanayimizin standardizasyon konusunda söz sahibi hale gelmesiyle, ticari pazarlarda daha fazla söz sahibi olacağımıza inanıyorum” dedi.
“Standartlara uyum sağlamak özellikle ihracatta üstünlük oluşturmaktır”
Standardizasyonun küresel anlamda son yıllarda daha da kritik bir yer edindiğini vurgulayan ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş, TSE tarafından yürütülen projeyi desteklediklerini dile getirdi. Kesikbaş, yaptığı konuşmasında üreticilerin standartları oluşturmasında söz sahibi olmalarının önemli olduğuna değinerek şu sözleri kullandı:
“Eskişehir sanayisinin bir temsilcisi olarak Proje dâhilinde yürütülen "Standartlara Yön Ver!" kampanyasını çok kıymetli buluyorum. "Üreten" kesim olarak sadece standartlara uyan değil, aynı zamanda standartların hazırlanmasına katkı sağlayan bir pozisyonda olmak bizleri memnun etmektedir. Bizlerin üretim ve ticarette standardizasyon süreçlerine etkin katılımı daha verimli bir süreci ve beraberinde rekabet gücünün arttırılmasını sağlayacaktır. Standartlara uyum sağlamak özellikle ihracatta üstünlük oluşturmaktır. Ülkemizin ekonomik anlamda üst liglerde yer alabilmesinin yegâne unsuru da ihracattır. İşletmelerimizin standardizasyon süreçlerini tamamlamaları, ürün ve hizmetlerinde uluslararası gereksinimleri sağlamaları hayati önem taşımaktadır. Tam da bu noktada özellikle üreticilerin söz konusu standartların oluşturulmasında söz sahibi olmaları ve bu sürece yön vermeleri son derece değerlidir.”
