Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ), Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülcan Güleç’in konuşmacı olarak katılımıyla düzenlenecek olan “Her Yönüyle Bağımlılık” konulu konferansa davet çağrısı yaptı.

Prof. Dr. Gülcan Güleç, Yunus Emre Kültür ve Sanat Merkezi’nde3 Nisan 2019 Çarşamba günü saat 14:00’da düzenlenecek konferans öncesi bağımlılıkla ilgili bilgi verdi. Güleç, açıklamasında, “Bağımlılık çoğunlukla kronik olan, beyin ve vücudun işleyişini etkileyen karmaşık bir Betkanyon hastalıktır. Şeker hastalığı, kanser ve kalp rahatsızlığı gibi bağımlılık da davranışsal, çevresel ve biyolojik faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklanır. Genetik risk faktörleri bir bireyin bağımlılık ihtimalinin yaklaşık yarısını oluşturmaktadır. Vücudun bütün sistemleri biyolojik olarak hayatta kalma ve neslin devamı çabası üzerine kurulmuştur. Açlık, susuzluk ve cinsellik gibi temel ihtiyaçlar karşılandığında insanlar zevk alır. Bu zevk duyguları, beyindeki bazı kimyasalların salınımından kaynaklanır. Çoğu bağımlılık yapan madde beynin, zevk veya ödül ile ilişkili olan bu aynı kimyasalların yüksek seviyelerini serbest bırakmasına neden olur. Beynin ‘ödül yolu’ dışındaki diğer bölgeleri de (limbik sistem) haz verici duygularla bu duyguların oluştuğu sıradaki durumları, kişileri ve çevreyi ilişkilendiren bir hafıza oluşturur. İlişkili kişiler, yerler veya şeylerle karşılaşıldığında aşerme ortaya çıkar ve kişiyi madde arayışına sürükler. Kişinin maddeye tekrar ulaşması için gerekli hareketleri hatırlar ve tekrarlatır yani motivasyon merkezini (devam sistemini) harekete geçirir. Maddelerin kullanımına ilişkin ilk ve erken kararlar kişinin özgür ya da bilinçli tercihini yansıtır. Bununla birlikte, beyin bağımlılığı ile değiştirildiğinde bu seçim ya da irade bozulur. Bağımlılığın belki de en belirleyici belirtisi madde kullanımı üzerinde kontrol kaybıdır. İyileşme yolundaki ilk adım sorunun kabul edilmesidir. Bir kişi bir sorunun olduğunu reddettiğinde ve madde bağımlılığı hakkında bilgi sahibi olmadığında iyileşme süreci engellenebilir. İlaçlar uyuşturucu isteklerini kontrol etmek ve ciddi şiddetli geri çekilme belirtilerini hafifletmek için kullanılır. Terapi bağımlı bireylerin davranışlarını ve motivasyonlarını anlamalarına, kendilerine saygıyı artırmalarına, stresle baş etmelerine ve diğer zihinsel sağlık sorunlarına yardımcı olabilir. Bağımlılığın gelişimi maddenin cinsine göre değişir. Bağımlılık hafif, orta, şiddetli derecelerde olabilir. Bazı maddelerin bağımlılık potansiyeli daha yüksektir ve bu maddelere karşı insanlar daha kolay ve sık olarak bağımlı olmaktadır. Araştırmacılar yakın zamanda bazı davranışların alkol-madde kullanımına benzer olduğunu fark ettiler ve çalışma verilerinin sonucunda bu davranışların madde-dışı veya ‘davranışsal’ bağımlılıklar olarak değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koydular. Davranışsal bağımlılığın tanımlayıcı bileşenlerini; olumsuz sonuçlarına rağmen davranışa devam etme, davranış üzerindeki kontrol kaybı, kompulsif (dürtünün zorlayıcı etkisiyle) şekilde davranışta bulunma ve davranış öncesinde istek ya da aşerme olarak sıralayabiliriz. Düzenleyeceğimiz konferansta bu bilgiler ışığında bağımlılık türlerini gözden geçireceğiz” diye belirtti.
Kaynak: iha