Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hilmi Özden, ‘Kerkük Hatıraları’ konferansı verdi.

Konferansa; ESOGÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuri Kavak ve davetliler katıldı. Davetliler konferansı ilgi ile izlediler. ESOGÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hilmi Özden; Eskişehir Kızılelma Turan Derneği’nde ‘Kerkük Hatıraları’ konferansında yaptığı konuşmasında, ‘’İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan ‘Türkiye Irak Sağlık ve Eğitim Ortak İş birliği Konseyi’nin’ faaliyeti olarak düzenlenen ‘Kerkük’e Sağlık Hizmeti Programı’ kapsamında, Yurt Dışındaki Iraklı Doktorlar Derneği Başkanı Op. Dr. Aydın Beyatlı ve Kerkük Üniversitesi’nin davetlisi olarak Irak’a yolculuğumuz başladı ve altı gün devam etti. İlk durağımız Erbil Havalimanı’ndan sonra, Kerkük’ün 44 kilometre kuzeybatısına düşen Altın köprü idi. Burası Kerkük-Erbil karayolu ve demiryolu üzerinde önemli bir Türkmen bucağıdır. 28 Mart 1991 tarihinde Altınköprü’de yaşanan Katliamın acısını unutmak mümkün müydü? Bir saat içinde yüze yakın Türkmen kardeşimiz burada şehit düşmüştü. Bu olay Altınköprü’nün tarihinde yaşanan meş’um bir gün olarak tescil edilmiş ve Irak Türkmenlerinin yaşadığı en acılı günlerden biri olmuştu. Altınköprü’nün yaşadığı bu acıları yüreklerimize ve hafızalarımıza gömdükten sonra sabah’a karşı Kerkük’e vardığımız da hasretiyle yandığımız bu diyarda uyumak ne mümkündü. Bu düşüncelerle Kerkük şehrine girerken hepimiz neft kokan havayı teneffüs ediyorduk. O gün akşama kadar geçen yoğun görüşmelerden sonra, bir ara soluklanmak üzere Musalla kahvehanesine gidiyoruz. Buranın duvarları Kerküklü Türk (Türkmenler) şehitlerin, sanatçıların, fotoğrafları ile kaplanmıştı. Teypde Abdurahman Kızılay’ın Türküleri çalıyordu. Gençler ‘sini zarf’ oynuyorlardı’’ dedi.

Özden, ‘’Mustafa Kemal Paşa tarafından 1 Mayıs 1920 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki tarihî konuşmasında; ‘Hep kabul ettiğimiz esaslardan birisi ve belki birincisi olan hudut meselesi tayin ve tespit edilirken, hudud-ı millîmiz İskenderun cenubundan geçer, Şark’a doğru uzanarak Musul’u, Süleymaniye’yi ve Kerkük’ü ihtiva eder. İşte hudud-ı millîmiz budur dedik’ şeklinde bir açıklamada bulunmuştur. Atatürk’ün, Söylev’inde de ifade ettiği gibi; bu yerler hem Türklerin yoğun olarak meskûn olduğu bölgelerdir, hem de Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalandığı gün Türk askerinin denetiminde kalan yerlerdir. Atatürk, Türklerin denetiminde kalan bu bölgeleri Türk yurdu olarak belirlemiş, bu bölgeleri içine alan sınırı millî sınır olarak tespit edip belgelere de geçirmiştir’’ dedi.

Konferansın sonunda; Kızılma Turan Derneği Başkanı Ahmet Hızlan, konferansı sunan ESOGÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hilmi Özden’e teşekkür belgesi taktim etti.

Kaynak: iha